'Serok Ahmet'
Geçmişine sırt dönüp, çıkarlarının peşine düşenlerin görünürlüğü artmıştır. Devletin en üst makamlarında görev alanların mahremiyetlerine emanet olan konuları ulu orta konuşmaları, dün birlikte olduklarını, bugün karalamaya çalışmaları münafıklık alametidir. Türkiye'de başbakanlık yapmış bir şahsın, kendisi ile birlikte mezara gitmesi gereken sırları döküp saçması bu milletin kimlerin elinde kaldığına bariz bir delildir. Ketumiyet yoksa, karakter yoktur. Gizlemeyi bilmeyenin yönetmesi mümkün değildir. Serok Ahmet böyle biridir. Gelecek Partisi yöneticilerine tavsiyem şudur, bu Serok'un yanında sakın konuşmayın, aman ha sır verme gafletine düşmeyin. Keza aynı şey selamsız Babacan için de geçerlidir. Serok Ahmet için deniz bitmiş, filikası su almıştır. Ölene rahmet, malına bereket, evladına afiyet, gammaza da lanet olsun.
Zillet İttifakı'nın asıl ve yedek kadrosunu teşkil eden özellikle davası ve devası olmayan siyasi partilerin başkanlarının iddiaları yüz kızartıcıdır, utanç vesikasıdır.
Demokrasinin hakim olduğu ülkelerde muhalefet partileri birbirleriyle çelişir gibi olan düşüncelerini göstermekte sorumludur. Demokrasinin bekası iki ucu keskin bıçak gibi parlayan bu hassasiyete bağlıdır. Herkesi buna uymaya bekliyoruz. Serak ve devasızın buna uymayacağını da peşinen biliyoruz. Eğer iktidar karşısına geçen muhalefet partileri devleti ve milleti kötülemeye pahasına da olsa her şeyi kötülemek yoluna çıkarsa, iktidarla muhalefet arasındaki husumet soysuzlaşırsa demokratik rejimin atisi yoktur. Bu sözlerin sahibi Merhum İsmet İnönü'dür. İlerleyen yıllarda İnönü'nün yerinde yeller estiği de bir başka konudur.
medyaspot