Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 2021 yılı merkezi hükümet bütçesinin 4. Maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım; Gazi Meclisimizi, Mersinli hemşehrilerimi ve aziz Milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Hukukçu bir milletvekili olarak, hukuk alanında atılan ve atılacak yeni adımların yargı reformu stratejisi çerçevesinde ortaya çıkacak kanuni düzenlemelerin, devletimizin demokratik hukuk devleti vasfını daha da güçlendireceği ve ülkemizin istikrarına katkı sağlayacağına olan inancımla, yargı alanında hayata geçirdiğimiz düzenlemelerin bazılarına değinmek istiyorum.
Hak ve özgürlüklerin korunup geliştirilmesi, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanması, adalete erişimin kolaylaşması ve hızlanması yargıya olan güvenin artmasında son derece önemlidir.
Bu ilke ve değerler çerçevesinde, 3 yargı paketi kanunlaşıp yürürlüğe girmiştir. Bu süreçte yapılan kanuni düzenlemelerle, terör, uyuşturucu ticareti, cinsel saldırı ve istismar, kasten öldürme, işkence ve eziyet suçları hariç olmak üzere, diğer bütün suçlarda cezanın infaz oranı 1/2’ye düşürülmüş; geçici maddelerle terör, uyuşturucu ticareti, cinsel saldırı ve istismar, kasten öldürme, işkence ve eziyet suçlarıyla özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar hariç olmak üzere, 30 Mart 2020 tarihine kadar işlenen diğer suçlar bakımından bir yıllık denetimli serbestlik süresi üç yıla çıkarılmıştır.
Ayrıca, hapis cezası beş yıla kadar olan ve bölge adliye mahkemelerinde kesinleşen belirli suçlara ilişkin davalarda, Yargıtay’ a temyiz imkânı verilmiştir.
Değerli milletvekilleri, aziz milletimiz, devletimiz çocukları, kadınları korumak, güvenlik ve huzuru sağlamak için tüm kurumları ile seferber olmuşken, diğer yandan herkesin, özellikle de rol model olan siyasetçilerin ve sanatçıların da bunun sorumluluğunu taşıması gerekmektedir. Siyasetçi, sanatçı, aydın kesimi samimi olmaz, senin sapığın-benim sapığım ayrımına girerse, suç ve suçluyla samimi bir mücadele yapılamayacağı gibi, bataklık da kurutulamayacaktır.
Her, kadın, çocuk, cinayet ve istismarlarında “devlet yine koruyamadı” diye bağıran, bunlarla mücadelede kararlı ve samimi bir şekilde uğraşan devleti, aciz göstermeye çalışanlar, kendi teşkilatlarında yaşanan tecavüzlere neden sağır ve dilsiz kalmışlardır? 20 yaşında çocuk denecek yaşta, genç bir kadın şiddet ile birlikte tecavüze uğruyor, ancak sesini kamuoyuna duyurmadan, CHP il Başkanına duyuramıyor. Şahit olduğumuz üzere bu gelişmelerden cesaret alan başka taciz ve tecavüz mağduru kadınlar da, seslerini kamuoyu aracılığı ile duyurmaya çalışıyorlar. Bu vesileyle, CHP' nin 10’ a yakın il ve ilçe teşkilatlarında taciz ve tecavüz vakaları yaşandığını, ancak mağdur kadınların seslerini teşkilatlarına duyuramadığını görmekteyiz.
Olanlar karşısında sessiz kalan, suçluyu gizlemeye çalışan İl Başkanı, olay kamuoyuna yansıdıktan sonra mağdurun yanında yer alıyormuş gibi görünmeye çalışıyor. Yaşananları normal göstermeye çalışan CHP’ li bir milletvekilinin Genel Kurulda verdiği cevap ise akıllara ziyan!
“ CHP' nin içinde taciz ve tecavüz vakaları oldu mu? Oldu, tabii ki olacak toplumsal cinsiyet eşitliği olmayan bir ülkede yaşıyoruz ve 18 yıldır sizin iktidarınız da yaşıyoruz” diyor . Anlaşılan o ki, 18 yıllık AK Parti iktidarının hizmetlerine duydukları kıskançlık, ayarlarını bozmuş artık, kısa devre yapıyorlar.
Chp de her gün, başka bir teşkilattan yeni bir çığlık yükseliyor ve yaşanan bunca rezilliğe rağmen, Genel Başkanları Sn Kılıçdaroğlu hâlâ susuyor, yandaş basın ve medyalarında da tık yok.
Yine, susulmasını ve yanlı davranılmasını hazmedemediğim diğer bir konu da kamuoyunda “Diyarbakır Anneleri” olarak bilinen, terör örgütü PKK' nın kaçırdığı ve elinde tuttuğu çocuklarının geri gelmesinden başka hiçbir şey istemeyen “o acılar anneler”. Hain terör örgütü tarafından kaçırılan, onlarca kişinin tecavüzüne ve eziyetine maruz kalan, kalem tutması gereken ellerine silah verilen o çocuklar, HDP’ ye CHP’ ye ve diğer İttifak ortaklarına göre çocuk değil mi ki, bu drama sessiz kalıyor, kınamıyor, karşı tavır almıyorlar? Diyarbakır HDP teşkilat binasının önünde nöbet tutan anneler, neden görmezden geliniyor? Üstüne tartaklanıyor, göz dağı verilmeye çalışılıyor.
Sözde, kadın ve çocuk hakları savunucuları, sözde sanatçılar ya da sözde aydınlar, bu istismarlara, bu annelerin acılarına neden sağır ve dilsizler? Hâlbuki bu kesimler, ilgili-ilgisiz her kötülüğü AK Parti' ye mâl etmekte pek mahirler. Ancak unutulmasın ki, haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır ve milletimiz her şeyin farkındadır.
Sn Başkan, değerli milletvekilleri, bu konular 5 dakikaya sığdırılamayacak kadar önemli ve derin olsa da, değinmeden edemedim. Netice olarak, siz ne yaparsanız yapın, biz milletimize verdiğimiz sözü tutacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Cumhur ittifakından aldığımız güçle, adaletin tesisinden taviz vermeden, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için, var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, bütçemizin hayırlı ve bereketli olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum.
Haber : Adnan FİŞENK